Copyright |
|
|
1966 İzmit Baç Doğumlu bir Kocaelisporlunun, Kocaeli, Türkiye ve Dünya ile ilgili tarafsız yorumları burada...
Kuruluşu: 1.1.2000 KOCAELİ/İZMİT- Cumartesi, Şubat 29, 2020 Kurucusu: Hakan Yağcıoğlu
"GÖÇ"türün gidin !..
HAKAN YAĞCIOĞLU
Türkiye kapıları açtı, Avrupa meraklısı Suriyeliler sınıra dayandı. Sözüm, bu ülkeye yaşlı genç, çoluk çocuk kaçarak ylerleyen ve ürekime katkı sağlamaya başlayan dürüst Suriyelilere değil, Avrupa'ya kaçmak için savaşı bahane eden soysuzlaradır. Yoksa çaresizlikten bize sığınanların başımızın üzerinde yeri vardır. Bizim töremiz böyledir. İnsanlığımız böyledir.
Suriye'nin alçak saldıısından sonra hükümetin kapıları açma kararı, doğru ama gecikmiş bir karardır. 3-5 kuruş menfaat için yıllardır göçmen avlayan Türkiye, doğruyu görmüş ve gerekeni yapmıştır. Kimsenin kimseyi ülkemizden kovduğu yok. Gidenlerin tipine akarsanız, amaçlarının ne loduğunu da kolayca görürsünüz. Onlar için Türkiye sadece yol geçen hanıydı ve bu ülkede yaşamak bir amaç değil, sadece araçtı. Kapıların açılmasıyla beraber gerçeği bir kez daha gördük.
Burada Avrupa'ya ders vermek, onların da bu sıkıntıyı çekmesini sağlamak ayrı bir şeydir, ancak olayın bu kaçış boyutu daha da ayrı bir şeydir. Sözümüz, Avrupa sevdalısı sahtekar Suriyelileredir. Çünkü bu ülkede de, sınırdan kaçak olarak Avrupa'ya gitmek isteyen özentileri çok gördük, lanetledik. Türk insanına sınır kapılarında 'öteki' muamelesi yapan, vize uygulayan, 'Gelmeyin, istemiyoruz' diyenlere rağmen, yüzsüzce sırf oraları gğörüp, rahat yaşamak için gidenlerin, bugünkü Suriyeli Avrupa sevdalılarından ne farkı var?..
İş için gidersin...
Yakınlarını görmek için gidersin...
Eğitim için gidersin...
Ama ülkeni beğenmeyip de gidiyorsan, kan grubunu bir kez daha analiz ettirmelisin...
Bu Suriyeliler de öyle işte...
İşte, savaş nedeniyle kapıların açılması sonrasında akın akın Yunan sınırına dayanan Suriyeliler de, giyim tarzıyla, görüntüleriyle, şımarıklıklarıyla, şavaştan kaçan değil, Avrupa'ya hayran oldukları için gidenlerdir. Burada sapla samanı karıştırmamak lazım. Bu ortamda, korkulan şey, şehitlerin açısıyla beraber, ülkemizdeki gerçek ve masum Suriyelilere saldırılmasıdır. Linç girişimleri, Allah korusun, herksesi günahkar yapar, insan dışı canavara düşürür. Çünkü kaçanlar da, şehitlerimizi vuran insalık dışı canavarlardan kazanlardır. Bunları ayırt etmek lazım.
Provokasyona açık ortam...
Şu anda ülkede yaşanan, gerginlik, şaşkınlık ve yas hali içerisinde, her an, her türlü provokasyon tutabilir. Deprem zamanında ekranları işgal eden psikologlar, şimdi neden TV'lere çıkıp da sakinlik çağrısı yapmıyor ?.. Bir tek Üstün Dökmen hoca çıktı ve "Eğlenceleri bırakın, insanların yasına saygı gösterin" deme cesaretini gösterdi. Diğerleri nerede ?..
Yoksa politikacılardan mı korkuyorlar ?..
Bence ikincisi...
Neyse...
Konumuza dönelim...
Sağduyumu korumalıyız...
Memleketi terk eden Suriyeli bozuntularına ise söylenecek tek şey var ki hepimiz yüzlerine, onu söylemeliyiz...
"Göç"türün gidin bu memleketten !..
Kalan sağlar ise bizimdir...
( 13.26 )
Şu şehitler üzerinden bile politika yapıyorsunuz ya, hepiniz iğrençsiniz !..
HAKAN YAĞCIOĞLU
Tıpkı beklediğim gibi oldu... Yalnız bir tanesi beklediğimden fazla geldi...
dünkü ulusal gazetelerin birinci sayfalarında, şehitlerin acısına bile başka başka yaklaşımlar olması, 'Sözde tek yürek tek bilek' naraları atılarak karşılanan 33 şehidin vefatı haberleri midemi bulandırdı...
Yapmacık...
Popülist...
En tarafsızı diye bilinenler ile taraflı yaklaşmışlar haberlere...
Biz nasıl bu hale geldik diye sormayacağım, sebebini biliyorum...
Depremde 50 bin kişi kaybeden Türkiye, o gece seferber olmuşken, Bodrum'da köpük banyoları yapanların zavallı haliyle, basının bazı iğrençlerinin hali arasında ne fark var ?.. Buradan iktidarıyla da, muhalefetiyle de siyasi rant sağlamaya utanan partilerin bile yüzü kızarırken, sizin bu halinize ne diyelim ?.. Daha acının sıcaklığı sürerken, bu tip başlıklarla hangi şehit ailesinin acısını dindireceksiniz. Herşeyden önce bu başlıkların, şehitlerin aziz anısına saygısızlık olduğunu anlamayacak kadar şaşkınlığınızın sebebi ne ?.. Bu haberi okuyan şehit ailelerine ne diyeceksiniz ?..
Tabii ki ateş düştüğü yeri yakıyor
Tabii ki ateş düştüğü yeri yakıyor. Ama bu vatan evlatlarının ölümleri üzerine yorum yapmanın ne manası var ?.. Herkes taziye mesajları yayınlıyor. Acı diner mi ?.. Sanmıyorum. Tek tesellisi, evlatlarının vatan uğruna ölmüş olması gerçeğiyken, bu tesellilerini bile ellerinden alıyorsunuz. 'Evladınız boşuna öldü' diyorsunuz. tek sığınakları şehitlik mertebesi olan bu silasetten uzak insanların acılarını dağlamaya ne hakkınız var ?.. Pekala siz böyle zamansız ve yersiz bir manşet atarsanız, kime şirin gözükürsünüz ?.. Sözüm ona, dürüst gazetecilik mi yapmış olursunuz ?.. Bir ana babaya, bu kadar acı içindeyken böyle yaklaşmak ne kadar mantıklıdır ?.. Bizler de gazeteciyiz. 'Ne uğruna' diye başlık atanların da içinin yandığına inanıyorum. En azından bu gencecik yüreklerin sönmesine üzülmemek, insanlık suçu olur. Tek tesellisi evladının vatan uğruna öldüğünü bilmesi olan ana babanın yüreğini dağlamanın zamanı mı şimdi ?.. Sizin evladınız ölse, böyle bir başlık atsalar, neler hissederdiniz ?..
Empati yapın !..
Tekrar yazıyorum...
Kesinlikle siz de üzgünsünüz...
Buna kefilim...
Ama üzüntünüz böyle mi yansımalıydı sayfalarınıza ?..
Gidin, kim sorumluysa hesap sorun...
Hiç olmazsa gariban şehit ana babalarını pis siyasetinize alet etmeyin !..
( 09.56 )
|
Sitemiz toplam 101075 ziyaretçi (186778 klik) konuk etti |
|
|
|
|