Bir garip kulüp haline geldik. Vefanın uğramadığı, Sezar'ın hakkının Sezar'a verilmediği, hesap sorulurken bile tarafsız davranılmadığı bir camia haline geldik. 'Ah aldılar' denen bir kulübün iki yakası neden bir araya gelmiyor.
Maalesef kulübün yapısı bu. Kim gelirse gelsin, sonunda aynı tuzağa düşüyor, Çarka uyuyor. Personelin isminin tek tek açıklandığı, ancak diğer futbolcu ve teknik adamların neler yaptığıyla ilgili tek bir kelime bile edilmeyen 'Büyük' Kocaelispor toplantısında 'Transferin önünü açın' projesi! ortaya atılırken, sadece ve sadece kendimize güldürdük.
Enkaz edebiyatı sürdürülüyor ve bunun da kimseye bir yararı olmuyor. Yeşil Siyahlı camiadan çıka çıka 'Transferin önünü açın' projesi çıkıyor... Nasıl bir projeyse... Yarın bir gün yönetim kurulu diyecek ki, 'Taraftar böyle istedi, biz de transfer yaptık'...
İşte tam da burada, Muammer Çelik'e yapılan bir haksızlık ortaya çıkıyor. Çünkü, şu anda Bahri Yavuz ve yönetimi 'Transfer tuzağına çekilirken', o zaman da Muammer Çelik aynı tuzağa çekilmiş ve 2008 yılında, yani 1 yıl Süper Lig'le özlem giderip, hemen küme düştüğümüz sezon "Transferin önünü aç, heykelini dikelim' gazıyla yola çıkıralmıştı. O da Murat Hacıoğlu ve diğer futbolcu eskilerini geri döndürdü, takım küme düştü. Onlar da alacaklarını ikiye katlayıp, mahkemeye gitti.
Sonuçta şu anda eleştirilmekten hayli şaşkına dönen Çelik, 'Heykelini dikelim' diyenleri çevresinde göremiyor. Yarın bir gün aynı şey Bahri Yavuz'un da başına gelecek. Söylemedi demesin... Transferin önü açılırsa, yine borç batağına düşeceğiz. Daha ne diyelim... Her şey herkesin gözü önünde oluyor.