Lobin yoksa bu alemde sen de yoksun demektir...
HAKAN YAĞCIOĞLU-İZMİT-(Agust.8, 2016, 11.59)
Kocaelispor 90’lı yıllarda Süper Lig’de zirveye oynarken, 2.Lig’de rekorlar kırıp şampiyon olurken, Avrupa’yı titretirken, Ankara’daki siyasi lobi faaliyetleri ve TFF’deki ağırlığıyla, masa başında da kazanıyordu. En azından masa başında kendisine yapılanları affetmiyordu ve savunabiliyordu. Ancak şu an için böyle bir durumumuz yok. 3.Lig’e yükseldiğimize bile seviniyoruz. Yeter mi? Asla. Kulüpler Birliği diye kurulan 2. ve 3.Lig arpalığında Kocaelispor mutlaka ağabeylik pozisyonunu bir an önce almalı, söz sahibi olmalıdır. Yönetim bu konuda ağır kalmamalıdır. Aksi halde şampiyonluk istiyorsak ve Play-Off’larda yerimizi almak istiyorsak, lobisizlikle bir şey yapamayız.
SİRMEN EN GÜZEL ÖRNEKTİR
Bu noktada gerçekten de eline su dökülemez siyasetçi Sefa Sirmen’di. Sirmen, Ankara lobisini, parti çevrelerini ve kişisel dostluklarını iyi kullanıyor. Anadolu’nun fatihi olan Kocaelispor’a tüm Anadolu’nun sahip çıkması için elinden gelenin fazlasını yapıyordu. Gaziantep, Diyarbakır, Mardin, Antalya, Gençler Birliği, bire bir dostluk kurduğumuz kulüplerdi. Ve tabii ki Trabzon. Kentteki Trabzonlu sayısının çok olması, Kocaelispor-Trabzon ilişkilerini de o yıllara dostane hale getirmişti. Bu arada Sefa Sirmen’in zamanki adıyla SHP içerisindeki ağrılığı, pati genel Başkanlarıyla yakınlığı da, kulübün Ankara siyaset çevrelerinde söz sahibi olmasını sağlıyordu.
SÜLEYMAN DEMİREL GERÇEĞİ
Başbakan ve sonraki Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel zamanında da Kocaelispor hükümet nezdinde her zaman karşılık buldu. Sirmen’in Demirel ile kişisel ilişkileri, kulübün önünü açtı. Kocaelispor Süper Lig’de zirveye çıkarken, Avrupa’yı da titretiyordu. TFF ve sonra kurulan Kulüpler Birliği’nde ağırlığımız süperdi. Aynı zamanda Marmara ve Boğazları Belediyeler Birliği Başkanı da olan Sirmen, bu noktayı da Kocaelispor lehine çevirmeyi başarmıştı.
DEPREMDEN SONRA KÖPRÜLER ATILDI
Ne olduysa deprem felaketinden sonra oldu. Kent canıyla boğuşurken, Sefa Sirmen son bir aratma, dondurulma mikanı verilen Kocaelispor’u ne yaptı etti lige soktu. Amacı terapi yapmaktı. Hakikaten geceleri deprem nedeniyle uyuyamayan insanlar için İsmetpaşa terapi merkezi oldu. Ancak bir taraftan devalüasyon olması ve bir anda borçların iki katına yükselmesi, Sirmen başta olmak üzere tüm siyasileri kulübün içinden çıkarmaya yetti. Kocaelispor takımı yalnız başına kaldı. Sirmen Erenkaya, bıraktı, sonra da Erenkaya sivillere bıktı ve 2008 yılına kadar Kocaelispor sağa sola savrulup durdu. Boçlar da tabii ki sakatlanarak devam etti. 2007-2008 sezonunda Karaosmanoğlu kulübe bu kez el attı ve Kocaelispor yeniden Büyükşehirli oldu. Ancak bu da süreklilik getirmedi. Kulübün içerisindeki simsarlar, kulübü soyup sağana çevirirken menajer yöneticiler de bol bol oyuncu alıp satıp köşeyi döndü. Ve transfer yasağı da konan Kocaelispor, BAL’a kadar düştü. Bahri Yavuz ile de yeniden umutlanmış gözükmüyor. Ancak yazının başında da dediğimiz gibi, Bahri Yavuz’un tek başına mücadelesi bu iş için yetmez. Kulüpler Birliği nezdinde sözcümüz olmalı, ağırlığımız olmalı, bizden izinsiz bir şey yapamamalılar. Kulüpler birliğinde yer alanlar işi bitiriyor ve şampiyonları belirliyor. İlk iki daha dört eder kadar bir gerçek. Biz bu ligin yenisi değil çok çok eskiyiz. Küçükler kenara çekilsin artık bakalım, büyük Kocaelispor geldi dedirtmeliyiz. Biz Avrupa’lardayken bu kulüpler amatör olarak yollarına devam ediyordu. Bu unutmamalıdır. Yönetim ve Bahri Yavuz harekete geçmeli, arkasına kentin de desteğini alarak güçlü bir lobi oluşturmalıdır. Kavganın kimseye yararı olmaz.
|